1900’lü yılların başında tanımlanan Laparoskopi, 1970’den sonra çok hızlı gelişme kaydetmiştir. Ülkemize ise 1990’ların sonunda uygulanmaya başlanmıştır. Laparoskopi, bir cerrahi tekniktir ve “kapalı ameliyat” veya “minimally invasive surgery” olarak da bilinir. Bu yöntemde, genel anestezi uygulaması sonrasında,  karın içine erişim sağlamak için birkaç küçük delik veya “trokar” adı verilen tüpler kullanılır. Cerrah, bir kamera ve özel cerrahi aletleri karın içine sokarak, monitör üzerinden iç organları gözlemleyebilir ve gerekli müdahaleleri gerçekleştirebilir. Laparoskopi, geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha az invazivdir, daha küçük kesiler gerektirir, daha az ağrı, daha az doku hasarı ve genellikle daha hızlı iyileşme süreleri sağlar.

Laparoskopi cerrahi bir işlem gerektirmesine rağmen insanlar arasında kapalı ve kansız ameliyat olarak bilinmektedir. Karnın 0,5 ila 4 cm arasında küçük bir kesi gerektiren, çok düşük riskli bir operasyondur. İlk olarak jinekoloji ve safra kesesi operasyonlarında kullanılmaya başlanmıştır ve daha sonra karın içerisinde bulunan diğer organların görüntülenmesinde de kullanılmaya başlamıştır.

Jinekolojik laparoskopi, jinekolojik problemlerin teşhis ve tedavisinde kullanılan bir cerrahi tekniktir. Bu yöntemde, karın içine erişim sağlamak amacıyla genellikle göbek bölgesine yapılan küçük kesiler kullanılır.

Ancak, her cerrahi prosedürde olduğu gibi, bu yöntem de belli riskleri içermektedir ve her hasta için uygunluğu doktor tarafından değerlendirilmelidir.

Jinekolojik Laparoskopi Nasıl Uygulanır?

Operasyon öncesi genel rutin olarak akciğer testleri, EKG ve kan tahlilleri yapılmaktadır. Hastanın başka hastalıkları var ise operasyona ve anesteziye engel teşkil eden bir durum olup olmadığı belirlenir ve buna göre önlemler alınmalıdır. Bu prosedürlerden sonra ameliyatına onay verilen hasta operasyon gününden önce anestezi konsültasyonuna gönderilmektedir. Operasyon öncesi 8 saat katı-sıvı gıda alımı durdurulmaktadır.

Laparoskopi uygulaması;

  • Ameliyathane koşullarında uygulanan yöntem, hastaya genel anestezi verilmesiyle başlar.
  • Daha sonra göbek deliğinden yeteri miktarda bir kesi atılır.
  • Veress iğnesi ile batına giriş yapılarak karın içine karbondioksit gazı verilerek şişmesi sağlanır.
  • Trokar işlemi uygulanarak kamera karın içine yerleştirilir.
  • Ameliyat için operasyonun türüne ve asistans ihtiyacına göre 2-3 port daha açılır ve ameliyat bu deliklerden gönderilen özel aletlerle gerçekleşir.
  • Son olarak karın içindeki gaz boşaltılır ve kesiler dikiş ile kapatılır.

Jinekolojik Laparoskopi Hangi Durumlarda Tercih Edilir?

Jinekolojik Laparoskopi tanı ve tedavi amacıyla uygulanabilmektedir. Tanısal alanda en çok jinekoloji alanında kısırlık vakalarında uygulanmaktadır. Laparoskopi’nin uygulandığı hastalıklar;

  • Kısırlık: Doğal yollar ile bebek sahibi olamama durumu veya 12 aylık düzenli ilişki sonrası hamile kalamama  kısırlık olan adlandırılmaktadır. Jinekolojik Laparoskopi ile tüplerin kontrolü, yumurtalık fonksiyonlarını inceleme ve karın içi yapışıklık durumlarında uygulanmaktadır.
  • Endometriozis: Genç kadınlarda görülen iyi huylu, çoğunlukla ağrılı bir kronik hastalıktır. Jinekolojik Laparoskopinin en çok uygulandığı alan olan endometriozis, çikolata kistlerinin saptanması ve alınıp alınmamasına karar verilmesi durumudur.
  • Yumurtalık Kistleri: Hemen hemen her kadında görülen kistler;  yumurtaların içindeki dokudan çıkan sıvı dolu keseciklerdir, genellikle iyi huylu olarak bulunmaktadır. Jinekolojik Laparoskopi kullanılarak tedavi edilebilmektedir.
  • Dış gebelikler: Sperm ve yumurta hücrelerinin birleşmesi sonucu oluşan embriyonun, rahim içi dışında farklı bir yere yerleştirilmesi durumudur. Dış gebelik erken teşhis edilirse tedavi şansı çok yüksektir. Jinekolojik Laparoskopi dış gebeliklerde gayet başarılı bir operasyondur.
  • Rahim ve myom alınması: Kanser, sarkma, anormal kanama, uzun süren ağrılar, endometriozis ve myomlar rahim alınma sebeplerindendir. Jinekolojik Laparoskopi ile alınabilmektedir.
  • Tüp bağlama: Cerrahi bir işlem olan tüp bağlanması gebelikten korunmak açısından başarılı bir yöntemdir.  Bu operasyon Jinekolojik Laparoskopi ile yapılabilmektedir.
  • Karın içinde yapışıklık: Genellikle daha önce geçirilen ameliyatlar ile ortaya çıkan yapışıklık durumu laparoskopi ile kolayca tedavi edilebilmektedir.
  • Tanı, teşhis ve tedavi gerektiren durumlarda başvurulabilmektedir.

Jinekolojik Laparoskopinin Faydaları

  • Estetik açıdan geniş kesiklere göre daha küçük yara izleri bırakır.
  • Cerrahi işlem sonra yatış işlemi kısadır, aksi durum olmadıkça hastalar 1-2 gün sonunda taburcu edilir.
  • Çok az bir ağrı olması ve çok kısa sürede iyileşme süreci olduğundan dolayı rutin hayata geçiş daha kısa sürede sağlanır.

Jinekolojik Laparoskopi Sonrası Riskler

Laparoskopi ameliyatı sonrası çok nadir de olsa bazı riskler bulunmaktadır. En yaygın olarak kanama, enfeksiyon ve organ hasarına neden olmaktadır. Bunlar: Ateş veya titreme, zamanla fazlalaşan karın ağrısı, uzun süreli veya sürekli hale gelen mide bulantısı ve kusma, nefes darlığı, kalıcı öksürük, idrar yapamama gibi bazı hastalıklar görülebilmektedir.

Laparoskopi riskleri nelerdir?

Açık ameliyata oranla çok daha düşük bir ihtimal olsa da kanama ve damar yaralanmaları ile enfeksiyona maruz kalma durumları söz konusu olabilmektedir.

Organ yaralanmaları söz konusu olabilmektedir. (Özellikle: mesane, rahim, bağırsak ve idrar yolları)

Ameliyat sonrasında kesi yerinin enfeksiyona maruz kalması

Elbette ki laparoskopi çeşitlerine göre farklılık gösterse de risk faktörlerini arttıran birtakım durumlar bulunmaktadır. Bu durumlar ise şu şekilde sıralanabilmektedir;

  • İdeal kilonun üzerinde olma
  • Karın bölgesinde daha önce ameliyat geçirmiş olmak
  • Karın içerisine enfeksiyon olması
  • Kalp ve akciğer hastalıklarının varlığı
  • Alkol ve sigara tüketimi